25 Ağustos 2011 Perşembe

Üçüncü Yıl

Hep öyle gidecek gibi geldi önceleri, yani hep uzaktan severek, yollar gidip gelerek, otogar havası teneffüs ederek sıklıkla ve yol boyunca içlenerek... Sonra birgün herşey değişti. 3 yıl önce bugün, belki de şimdiye kadar attığım imzaların en yerli yerinde olanını atarken ve her anı hafızama kazımaya çalışırken...



Faks kağıtlarına yazılan upuzun mektuplar, mektuplara iliştirilmiş küçük hediyeler, apansız gelip gitmelerle hayrete düşürmeler, kısacık zamanlara bi dolu şey sığdırmalar, derin düşünceler, küslükler, gülüşmeler ve daha nice yaşanmışlık farklı bir boyut kazanmıştı.
Normal bir flörtten bir miktar daha uzun süren o süreçte evlilik fikrine gerektiği kadar hazırlanmamıştık ikimiz de, çünkü evli olmama durumuna fazlasıyla alışmıştık sanırım. Ama süreç başladığında buna adapte olmakta hiç de zorlanmadığımızı farkettik. Olması gereken her ne varsa kolaylaştırarak ve de keyfini kaçırmadan yaşadık. Şimdi geriye dönüp baktığımda düğün öncesi hazırlıkları hatırlıyor ve en az o zamanki kadar keyif alıyorum.
3 gün 3 gece düğün derler ya hani, hah işte tam da öyle oldu :) Akbaba'da bir gece kına gecesi ve sabahında uğurlama töreni...


Fotoğraf ve anı biriktirme kısmı bittikten sonra epeyce zorlu bir uğurlamayla ayrılmıştık köyden...


Aradan bir kaç ay geçtikten sonra Murat o günü kendi üslubuyla anlatıp epey güldürmüştü beni :) 'Herkes benden nefret etti o anda, kendim bile, iyi ki orda yoktum, linç edilme riskim vardı' şeklinde bir geyikti... Hala gülerim...
Ama çok uzun sürmedi tabi, yolda biraz güldük, herşeyi unuttuk...


Yolda gelinliğimi çıkartıp Amasya'ya yaklaşırken bir daha giydim... Gelinliğimi çok severek yaptırmıştım ve belki de hiç bir gelin benim kadar doymamıştır gelinliğine. Defalarca giyip çıkardım (Şimdi istesem de giyemiyorum, iyi yapmışım:))



Amasya'da aynı gece dinlenip 2 gecelik maratona hazırlandık, bir kına gecesi ve bir nikah töreni için..
Artık Amasya'daydık, yaşayacağımız şehirde. Evden uzaklaştığım, evime yaklaştığım fikrine alışmaya çalışıyordum... Günler o kadar hareketli ve dolu dolu geçiyordu ki takip edip anı yaşamak için bile ekstra bir çaba sarfediyordum ama şimdi tüm detayları hatırladığımı görünce başarılı olduğumu düşünüyorum...


ve artık evliydik... Aynı gece yola çıkıp Bodruma gidiyorduk, yolda gecenin bir yarısı sessiz sessiz espriler yapıp kikirderken Murat elimi tutup  'çok gülecez len' demişti :)
O bilip de mi söyledi yoksa denk mi geldi bilmiyorum ama hakikaten çok güldük, gülüyoruz da...

Gelmekle ne iyi ettik, gelip kalmakla bilsen...Birbirimizi seçmekle, vazgeçmemekle, sevmekle ne iyi ettik bilsen, evlenmekle... Ben 9 sene önce nasıl aşıktımsa sana, bugün de öyle... Azalmadan, değişmeden... Hep diyoruz ya; kapı kapanır ve biz içerdeki havayı soluruz. İçerdeki her güzellik için teşekkür ederim. Seni seviyorum oğlumun babası...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder