11 Nisan 2012 Çarşamba

11. Ay

Murathan 10. ayını da bitirdi. Keyifle geçen bir ay daha bıraktık geride.
Bu ayın başında Murathan yeni bakıcısıyla tanıştı. Anneanne bizimle geçirdiği zamanlardan sonra evine döndü. Arkadaşlara, eşe, dosta gönderilen haber sonunda bir ablayla tanıştık ve anlaştık. Canan Teyze... Murathan pek çok kişiye göstermediği yakınlığı ona gösterince hiç değilse yaza kadar denemek üzere kabul ettik. Bir ayı tamamlamak üzereler ve sanırım her şey yolunda gidiyor.
Murathan bu ay bir çok yer gezdi, bir çok şey öğrendi ve fazlasıyla sevimli hale geldi.
Bir oyun grubu oluşturduk. Her ay kendi akranlarıyla bir araya gelerek yeryüzündeki tek çok çocuk olmadığını fark etmesine yardım ediyoruz. Okulda aynı dönemlerde doğum yapmış arkadaşlarla kararlaştırdığımız bir şeydi bu. Çocukları bir araya getirerek sosyalleştirmeye çalışıyoruz. İlk toplantıyı bizim evde yaptık ve görmeye değerdi doğrusu.



Murathan evde kendinden başka birkaç çocuk daha görmediği için uzun bir süre sadece izledi. Bütün oyuncaklar sağa sola yayıldı ve ev adeta bir çiçek bahçesine döndü.

Her ay birimizin evinde bu oyun grubuna devam edeceğiz. Şu an bir şey anlamıyor olabilirler ama bir süre sonra bu onlar için de eğlenceli bir hal alacak.
Ayın ortasına doğru teyzesi ve Ahmet abisiyle Ilgaz’da buluştuk.

 
Murathan kızakla kaydı, karla oynadı, bir sürü insan gördü. Her şeyi anlamaya çalışan şaşkın bakışlarıyla etrafı süzdü. Ve hiçbirini yadırgamadı. Hatta kızakla kaymaktan büyük keyif aldı. Uzunca bir parkurdan kayıp sona geldiğimizde bacaklarını sallayıp devam etmemizi ister gibi şikayet etti, tekrar kaymaya başlayınca sustu.



Sanki yıllardır kayıyormuş gibi :) Oksijen çarpması ve görsel yorgunluktan dolayı da dönüş yolu boyunca uyudu.
Eğlenceli ne varsa yapmaktan hem kendi mutlu oluyor hem de bizi mutlu ediyor. Bir gün mutfakta oyalanırken babasıyla uydurma bir şarkı söyleyerek yanıma geldiler. ‘Şappalar yaptık kafamızaaa’ Mandal sepetimin alt parçası Murathan’ın kafasında üst parçası da babasının kafasında şappaydı J Muzur biliyor eğlenceli bir şey yaptığını nasıl gülüyor.


Sonra Fatma halasıyla bir akşam telefonda konuşurken keyfinin yerinde olmadığı söyledi, haliyle ona tek doz antidepresan Murathan önerdik, ertesi gün atladı geldi J Çok kalamasa da birlikte güzel zaman geçirdiler. Bir öncekine göre daha sıcak geçti tabi ki bu görüşme. Halasına bildiği ne varsa yaptı, örneğin;

-Soda şişesi açılınca nasıl ses çıkardı?
-Tııssss
-Ambulans geçerken nasıl ses çıkartıyor?
-huuuuu..
-Mikrodalga bitince ne diyor?
-dit dit diiit
-Hani halaya öpücük.
-muck muck J
-Aferin Murathan’a alkııış. Kendini alkışlıyor.

Alkış dedim de geçen gün başımıza gelen şeyi yazacağım J Babasıyla birlikte Murathan’ı dışarı çıkardık evden çıkar çıkmaz daha uzaklaşmadan bebek arabasıyla ilgili konuşuyorduk Biraz daha dik hale getirip getiremeyeceğimizi konuşuyorduk sonra hemen orda sırtlığına bakıp çözdük sorunu ve oturur pozisyona getirdik. Sonra Murathan bizi alkışladı J Bravo yani bi sene sonra nihayet akıl edebildiniz aferin size der gibi. Yol boyunca konu üzerinde geyik yaptık…

Tabiki bu kadar değil. Herşeye fazlasıyla ilgi gösteriyor ve anlıyor. Odadan çıkarken ışığı söndürelim dediğimde ışığı söndürüyor, yatağından alırken emziği bırakalım dediğimde yatağa eğilip emziği bırakıyor. Her türlü büyük oyuncağını mutlaka ters çevirerek oynuyor ki bu da aklıma tamirci olma ihtimalini getiriyor...



Artık oyuncaklarının çoğunun ismini biliyor. Topunu, zürafayı, halasının hediyesi dans eden calliou oyuncağını, teyzesinin oyuncağı tweety oyuncağı, plastik meyvelerden bir çoğunu, kuşları.  Nerde olduğunu sorunca gidip getiriyor, ya da bakıp gülümsüyor. Sepetteyse bir sürü zahmete girip çıkartıyor içinden ve ışıl ışıl gözleriyle çok büyük bir başarı elde etmiş gibi bakıyor. Onun için öyle büyük ilerlemeler ki bunlar… Eminim kendiyle gurur duyuyordur. Ben de onunla karşılıklı bir iletişime geçmiş olmaktan dolayı fazlasıyla mutluyum. Acaba anlıyor mudur anlamıyor mudur derken şimdi anladığını kanıtlıyor olması onunla geçirdiğim zamanların daha keyifli hale gelmesine neden oluyor.

Biz şarkı söylerken o da eşlik ediyor ve aaaa, uuuu, baaaa, deeee, şeklinde vokal yapıyor. Yeni yeni anne çıkıyor ağzından, her şeyi taklit etmeye çalışıyor. Hapşırdıktan sonra gülüyor ve tekrar taklit etmeye çalışıyor. Elleriyle oynuyor, parmaklarını çekiyor, ayağında çorap durdurmuyor, gece uykudan uyanıp tekrar dalana kadar çıkartıp oynadığını düşünüyorum ve ne zaman kontrol etsem çoraplardan birinin bazen de ikisinin de çıktığını görüp usulca tekrar giydiriyorum, eminim bi dünya laf ediyordur tekrar uyandığında ‘bunu kim giydiriyor bana gece gelip bi yakalarsam…’ Uyumak için yatağına bırakıp beklediğimizde de uzunca bir süre oyalanıyorsa kesin çoraplarını çıkartmış ve onlarla oynuyordur.
Murat’ın baba olarak ilk doğum gününü kutladık 4 Nisan’da. Birlikte babanın dairesine gidip mesai arkadaşlarının hazırladığı küçük kutlamaya dahil olduk. Sonra evde küçük bir pasta da biz kestik. İyi ki doğdun canımız babamız yaptık :)



Ayın son günlerinde de Amasya’ya giderek babaanne ve dedeyi ziyaret ettik. Yeni yeni bir sürü şey görüp öğrendik. Ördekler, tavuklar, horozlar, köpekler, çiçekler…. Hapsi çok ilginç ve çok keyifliydi.
Şimdi gelelim bu ayın galerisine :)

Amasya'ya giderken tesislerde ördeklerle tanıştı

Dedesinin bahçesinde el arabalarına bindi


Çiçeklere dokundu hatta bazılarının tadına baktı


 
Papatyalardan seviyor sevmiyor yaptık, biz papatyaları hep sevdik...


Amcasıyla dağa çıktı

Babasının ömzunda erik ağacının çiçeklerine dokundu

 Dedesi ilk ve son torunuyla

Yemekten önce sabırsızlanırken

 Babasının yaptığı balonla oynarken

Anneyle koklaşırken



Hafta sonu gezmeleri

 Babayla oyunlar

Hoppalasında dans ederken

Bizim ütülerimiz azmış gibi bir de minyatür gömlekler çıktı

İkisinin de alışvarişini benim yaptığım ne kadar belli

10. ayı bitirdik... Yazamadığım bir sürü detay var. Genel olarak söyleyebileceğim tek şey Murathan'la hayat enfes gidiyor...