22 Ağustos 2011 Pazartesi

Uyku Eğitimi

Murathanın Salıncağındaki ilk Uykusu

Bugün aralıklar versek de uyku düzeni sağlamaya çalışmamızın 4. günü. Uzun uğraşlar, ikna etme çabaları, yanındayız ve güvendesin telkinleri ve bütün bunların yanı sıra lütfen artık yatağında uyusun, inşallah uyanmaz şeklinde yakarışlar... Sabır ve sebat gerektiren zorlu bir süreç... Tracy Hogg bir kaç karakter analizi yapmış bebekler için, melek bebekler, kitap bebekler, nazlı, hareketli ve huysuz bebekler gibi... Hepsi için ayrı ayrı uyku, yemek ve davranış tavsiyeleri vermiş. Ama herşey önce bebeğin belli bir rutini olmasıyla başlıyor. Rutin E.A.S.Y. , yani Eat, Aktivity, Sleep, Your Time şeklinde. Aslında çok da bilincinde olmadan biz bu rutini sağlamıştık, saatler konusunda da pek farklı değildik. Fakat dönüp dolaşıp Sleep noktasında takılıyorduk. Kucakta uykuya geçmek bir nebze atlatılabilirdi belki ama Murathan bütün uykusunu kucağımızda tamamlamak istiyordu. Yani aslında hiçbir şey Tracy'nin söylediği kadar EASY değildi... Sadece bu sisteme odaklanacak bir ayım olsa kesinlikle başarırız, çünkü sebat ettiğimiz günler biraz yorulsak da yatağında uykuya dalmayı ve hatta bir süre kalmayı başarabilmiştik... Öncelikle sistemden hafiften çark edişimin sebebi bu, yani zamansızlık. Diğer ve daha baskın olan sebepse bu akşam daha bi dank diye çarpan oğlumun iç çekişi... Akşam uykusu için biraz ısrarcı olup yarım saate yakın bocaladık. Yatağında ağladı kucağıma alıp sakinleştirdim, sonra tekrar yatırdım tekrar ağladı... Bu kısır döngü yarım saat kadar sürünce ikimiz de çok yorulduk ve Murathan artık fazlasıyla öfkelenmişti, bu aşamada neler olabileceğini çok iyi biliyordum, keza o ağlama limiti tavan yapınca sonrası epeyce gergin geçiyor... Ben sistemden vazgeçmiştim ama bu kez de Murathan için bu artık önemli değildi... Uzun bir uğraşın ardından yine slingin içinde son buldu savaş... Sanki şunu anlatmak ister gibi; anlamıyorsun anne, yatak soğuk ve ben orda bi hayli yalnızım, korkuyorum,  neden kucağında olmamı istemiyorsun, oysa ben burda çok rahat ve güvendeyim...
Slingin içinde sakinleştikten sonra bile küçük inlemelerini duyuyordum ve bu kadar içlenmesi beni fena halde sarstı... Aradan epeyce zaman geçince çıkartıp babasına verdim... Bir süre de orda devam etti uykuya. Fakat iç çeker gibi hatta ağlar gibi sesler çıkartıp dudaklarını büzüyordu, Murat 'gelsene, bak rüya görüyor' dediğinde ikimiz de onu izliyorduk ve gerçekten uykusunda ağlıyordu, derin bir soluk alıp uyanmadan ağladı... Murat alnını, yüzünü öperken ben de sırtını okşadım ve usulca konuştuk... Sustu işte, geçti kırgınlığı, ama benimki geçmedi... Daha da kızdım kendime, daha da öfkelendim... Tracy Murathan'ı nerden tanıyor da ona ne yapmamız gerektiğini söylüyor? Bırak dedim, kahretsin sistemi, nerde ne kadar istiyorsa o kadar uyusun...
Belki bir kaç ay sonra pişman olacağım vazgeçtiğim için, ama önemli olan şimdiyse eğer, şimdi de başladığıma pişmanım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder