29 Kasım 2011 Salı

Teyze'nin kaleminden

Beklemiyorduk!...Ama geldi…
Tertemiz bir güzelliğe bakmayı özleyen gözlerimize iyi geldi.
Annesinin karnındaki ilk fotoğrafları, ilk kalp atışları, tekmeleri, testleri, odası, eşyaları; O’nun gelişine kırmızı halılar sererken, her aşamada bunu bir kez daha anladık. Dünyaya nasıl “bir şey”in geleceğini bilmeden zıbınları, çorapları, yatağı, oyuncakları alındı. O 9 ay benim için sabrımın sınırlarının çekiştirildiği anlarla doluydu.
Doğum esnasında Murathan’ın ilk çığlığı, dünyaya senin kanından, senin canından yeni bir üyenin katılması, sanki meleklerin gökyüzünden indirdiği nur gibi bir hediyenin kendine has gürültüsüydü. Sonra kapı açıldı… ve işte Murathan’cık… Gülci’nin aylarca sakladığı sır gün ışığına çıktı nihayet. İnsan ne hissedeceğini bilemiyor, sadece sarılmanın o tuhaf büyüsünü hatırlayıp, bir an önce kucağına alıp usulca “hoş geldin” demek istiyor.
Kucağınıza aldığınızda ilk günden gözlerinize, delecekmiş gibi durmadan bakan akıllı bir bıdıktı Murathan. Öpmek istesek de bir hayli; yanağını incitmemek için dudaklarımızı küçülterek en yumuşak yeriyle öpmeye çalıştık.


İnsan O’na baktığına “insan olmanın en saf, en masum, en suçsuz, en dürüst halini” görüyor. Enteresan mimiklerine, enteresan hareketlerine anlamlar yüklemek istiyor. Yaşadığına dair gösterdiği her hareketi ezberleyip birbirimize anlatıp bundan keyif almamız sanki O’nun tek amacıymış gibi görünüyor.
O saygılı bir bebek… Kendisiyle konuşulduğunda mutlaka sizi gözlerinize bakarak dinliyor. Arada bir sesiyle onaylıyor. Söylediklerinizi anladığını ima edip, konuşmaya devam etmenizi istiyor. O an ne söylediğiniz önemli değil. Japonya’daki depremde 2865 kişinin öldüğünü şirince söylerseniz, sizi yine gülümseyerek dinleyecektir.


Murathan gün geçtikçe büyürken hepimiz tarafından bilmeden, istenmeden yapılan hatalara, aksiliklere rağmen o da annesi gibi çok güçlü bir bebek. Zaman zaman yeri göğü inleten, gök gürültülerine meydan okuyan çığlıklarına rağmen, aslında karnı doyunca, altı değişince ve uyku saatlerini kaçırmayınca ve sakin ve rutin saatler geçirince çok mutlu…ve sağlıklı bir gelişim göstermesi  şükürlerimizin hediyesi olsa gerek.
Hiç kimse sabahın altısında uyandıramazdı teyzesini Murathan’dan başka. Şimdi en büyük zevklerimden biri oldu, Gülci’nin sabahları Murathan’ı yatağıma bırakıp gitmesi. O’nun hızlı hızlı ve telaşlı nefes alıp verişini dinlemek, mızmızlandığında sürekli kolunuzla sallamak zorunda olarak uyumaya çalışıp, uyuyamamak bile büyük keyif.
Şimdi de 2-3 yaşına gelmesini bekliyorum sabırsızlıkla. Yürümesini ve konuşmasını, iletişime geçmeyi istiyorum. Neler söyleyecek teyzesine, neler isteyecek, ne yaramazlıklar yapacak bakalım.Teyze olmak böyleyse anne olmak nasıldır kim bilir?...
Dünyaya bir çocuk getirmek konusunda korku ve endişelerimi yatıştıran Sevgili Murathan; Biliyorum, birbirimizi çok seveceğiz ilerde de… Seni oyuncaklarla, parklarla, dondurmalarla kandırmayacağım. Sadece seni gerçekten sevdiğim için beni seveceksin ve sadece beni çok sevdiğin için sözümü dinleyeceksin… Çok zeki bir çocuk olacağının sinyallerini şimdiden veren bir bebek olarak biliyorum ”ayağınızı denk alın başınıza ne işler açacağım yaramazlıklarımla ” diyorsun. Ama annen gibi annen ve baban gibi bir baban varken pek şansın yok biliyorsun. Ama teyzeler ne içindir,”annelerin çocuklarını yaz tatillerinde güvenli bir adrese gönderebilmesi içindir.” Ahmet Abin, sen, ben ve belki küçük kuzenin, annenin asla izin vermeyeceği çılgınlıkları yapabilmemiz için vardır Teyzeler.


Mutluluklarını, oyunlarını, yaramazlıklarını, başarılarını görmek için sabırsızlanıyorum. İçimizde sana dair beklentiler büyütmekten kendimizi alamayacağız biliyorsun. Seni bunaltacak “yapma!” larımız için şimdiden senden özür diliyorum. Ama sen şanslı bir bebeksin, hem annen hem baban sahip olabileceğin en eğlenceli ve en özel iki insan… Sevilmenin tadını şimdiden al…
Büyüdüğünde hatırlamayacaksın, zaman zaman seninle uyuyarak yaşama dair bütün ağırlıklarımızdan kurtuluyoruz. Gülüşünü gördüğümüzde sadece seni ve gülücüklerini dinliyoruz gözlerimizi sana yaslayarak…
Ansızın geldin, seni bu kadar beklediğimizi kendimizden beklemiyorduk.
Güzel yaşa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder